AFET RİSKİ TAŞIYAN ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ İLE ALAKALI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI BİNGÖL VALİLİĞİ BAŞKANLIĞINDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Kentsel Dönüşüm olarak ifade edilen kentlerin güvenli ve yaşanabilir hale getirilmesi amacıyla çıkartılan 6306 sayılı 'Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun ile ilgili bilgilendirme toplantısı 19.02.2013 tarihinde saat 09.30’da Valilik Toplantı Salonu’nda düzenlendi.
Programın açılış konuşmasını yapan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hüseyin Külekçi, Türkiye’nin dünyanın en aktif deprem kuşağında bulunduğu söyleyerek 6306 sayılı yasanın planlama için önemli olduğunu vurguladı. Kürekçi, yasanın afetlerde hasarı en aza indirmeyi amaçladığını söyledi.
Toplantıda konuşan Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer deprem afeti konusunda Bingöl’ün çok özellikli bir risk taşıdığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu anlamda Bingöl Belediyesi ve İlçe Belediye Başkanlıklarımızın, İl Özel İdaremizin ve Çevre Şehircilik il Müdürlüğümüzün çok ağır bir sorumluluğu var. Gecikmeksizin mümkünse riskli alanların tespiti, rezerv alanlarının belirlenmesi, bunların imar planlarına bağlanması, riskli yapıların tespiti konusunda vatandaşlarımıza yol gösterilmesi, yardımcı olunması, vatandaşlarımızın müracaatlarının alınarak neticelendirilmesi.” Gerekir dedi.
Bingöl Valisi konuşmasının devamında : 'Burada klasik bürokratik bir başarıdan söz etmiyoruz. İnsanlarımızın doğrudan doğruya hayatlarını ilgilendiren bir konu, bu güne kadar benzer tehditler, riskler, tehlikeler dile getirildiğinde daha ziyade afet olursa ne yaparız afet sonrasında bu işi nasıl onarırız, bu işin altından nasıl kalkarız kaygısıyla bir şeyler yapmaya çalışırken zorunlu olarak yerelde sorumlu olan kişiler olarak konunun afet öncesinde bir iyileştirme projesine tabi tutulması. Merkezi hükümet afet öncesinde alınabilecek tedbirler ve alanların dönüştürülmesi konusunda çok ağır bir sorumluluğun, çok zorlu bir sürecin adımlarını büyük bir cesaretle attı, önümüzü açtı. Bundan sonra mevzuatın uygulanması konusunda taşradaki sorumlu arkadaşlarımızın sorumluluğu üzerlerine alarak mevzuatın getirdiği imkanlardan, bakanlığımızın teknik desteklerinden, finansal desteğinden azami derecede yaralanmak bizim görevimiz” dedi.
Bingöl Valisinin konuşmasının ardından İnşaat Mühendisi Serkan Işık yaptığı sunumda, “Riskli yapı, riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmi ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıdır. Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya idareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya idarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir” şeklinde ifade etti.
Daha sonra sunum yapan Jeofizik Mühendisi Selçuk İnal ise şöyle konuştu: “Kanun’un temel amacı; Afet riski altındaki alanların dönüşümünü ve riskli yapıların yıkımını sağlayarak ülke genelinde güvenli ve yaşanılabilir alanlar oluşturmaktır. Kanunun temelinde can güvenliği olması nedeniyle riskli olduğu bilimsel verilere göre belirlenecek yapılar her ne olursa olsun mutlaka yıkılacaktır. Kanun’un özü anlaşma usulüdür ve anlaşma yolu ile riskli yapısını yıktıranlara kredi, konut ve işyeri tahsisi, konut sertifikası gibi destekler verilecektir. Uygulamanın temelde vatandaşlarca yürütülmesi amaçlanmış, devletin yardım ve destekler dışında mümkün olduğunca az müdahalesi temel alınmıştır. Üzerindeki yapı yıkılan parsellerde maliklerin 2/3’ünün anlaşması halinde uygulama bu anlaşmaya göre yapılacak olup bu durumda Bakanlık müdahil olmayacaktır.”
Son olarak kürsüye gelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Halit Taş, yaptığı sunumda: 'Bankalardan konut yapım veya güçlendirme çalışması yapılması için kredi alacaklara yıllık faizin yüzde 4’lük kısmı (işyerlerinde yüzde 3’lük kısmı) devlet tarafından ödenmektedir. Örneğin 100.000 TL tutarında ve 10 yıl vadeyle alınan bir kredinin toplam faiz yükünün yaklaşık 25.000 TL’lik bir kısmını devletin üstleneceği anlamına geliyor. Aynı zamanda normalde henüz inşaatı tamamlanmamış binalar için kullandırılmayan konut kredileri, kentsel dönüşüm kapsamında yeniden inşa edilecek binalar için kullandırılabiliyor. Böylece bankalar kredi almak isteyenlere daha düşük faiz oranları sunabiliyor. Bankalarca kredi başvuruları reddedilen vatandaşlara ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Özel Hesabından kredi kullandırılıyor. Daha önce üç bankaya başvurup bu bankalardan kendisine kredi kullandırılamadığına dair yazı alan kişiler, bu yazılarla bakanlığa başvurup kredi kullanabiliyorlar” şeklinde konuştu.
Toplantı soru cevap kısmına geçilmesiyle sona erdi.