Toplantının açılışında konuşan Genel Müdür Yardımcımız Murat Oral, "31 Mayıs 2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ile birlikte ülkemizde afet odaklı bir kentsel dönüşüm seferberliği başlatılmıştır. 20 yıl daha devam edeceği tahmin edilen afet odaklı kentsel dönüşümlü uygulamaların sağlıklı bir şekilde yürütülmesini temin etmek maksadıyla titizlikle hazırlanmakta olan ikinci mevzuat çalışmalarımız büyük ölçüde tamamlanmıştır. Riskli Yapıların hızlı bir şekilde tamamlanmasına dair yönetmenlik çalışmaları devam etmekte olup, 2 ay içerisinde yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Diğer taraftan kanun kapsamında yapılacak olan faiz desteği ile alakalı Bakanlar Kurulu kararımız da yürürlüğe girmiş olup, bu kapsamda hak sahiplerine yüzde 4 oranında faiz desteği sağlanmıştır. Resmi kurumlar hariç olmak üzere özel firmalara verilen lisans sayısı ülke genelinde 100'ü geçmiş, tespiti yapılarak tapuya bildirilmiş olan riskli binaların sayısı da 250'yi geçmiş olup, bu rakamlar her geçen gün artmaktadır. Diğer taraftan yerel yönetimlerle Bakanlığımızın işbirliği halinde tüm ülke genelinde riskli alanların tespiti hızla devam etmektedir. Bugün itibariyle İstanbul, Diyarbakır, İzmir gibi iller başta olmak üzere yaklaşık 750 hektar gibi bir alan Bakanlar Kurulu kararıyla riskli alan ilan edilmiş durumdadır" dedi.
Toplantıda bir konuşma yapan Vali Vasip Şahin ise, " Çok farkında değiliz ama Türkiye 6306 sayılı kanun ile birlikte çok önemli bir merhale kaydetti. Yeni bir anlayış değişikliğine gitti. Bunu toplum olarak, uygulayıcıları olarak çok daha fark edemedik. Aslında biran önce farkına varıp, gereğini yapmamız gereken bir konu. Baktığımız da ülkemizin neredeyse yüzde 100'e yaklaşan bir oranda deprem riski ile karşı karşıyayız. Yani Anadolu coğrafyası ve yeryüzü şekli itibariyle, bulunduğu konumda böyle bir deprem riski ile karşı karşıya. Geçmiş yıllar değerlendirmesi ile tespit edilen ve edilemeyen tarihi itibariyle çok sayıda insanın deprem nedeniyle hayatı sonlanmış. Bu coğrafyada yerleri kazdıkça altta çıkan sit alanları ve tarihi eserler birazda depremlerin etkisi ile yerin altında kalmışlar. Bunun başka bilimsel sebepleri de var, ama deprem de bunlardan bir tanesidir. Dolayısıyla biz deprem gerçeği ile yüz yüzeyiz ve yüzleşmek zorundayız. Depreme karşı hazırlanmak zorundayız. Gücümüz depremi engellemeye yetmiyor. Dünyanın hiçbir ülkesi de bu iddiada bulunmuyor. Bilimde bize henüz bir umut vermiyor. Biz gerçeği kabullenip, ona göre hayatımızı dizayn etmeliyiz. Deprem öldürmez, binalar öldürür diye klasik bir söz var. Deprem öldürmeye devam edecek" diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından Genel Müdürlüğümüz Riskli Yapılar Daire Başkanı Coşkun Sağır ve Alan Yönetimi Daire Başkanı Hikmet Haspolatlı "Kentsel Dönüşüm" konusunda bilgilendirme sunumu yaptılar.