Kentsel Dönüşüm Başkanlığı

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı
Kentsel Dönüşüm Başkanlığı

Sürdürülebilir Kalkınma:Geleceği Sahiplenmek

29 Şubat 2012

 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA:GELECEĞİ SAHİPLENMEK PANELİ

22.02.2012 tarihinde Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda Ankara-Hilton otelinde yapılan "Sürdürülebilir Kalkınma:Geleceği Sahiplenmek" konulu panele Genel Müdürlüğümüzce katılım sağlanmıştır.
Panelin açılış konuşması, Kalkınma Bakanı Dr.Cevdet YILMAZ tarafından yapılmıştır. Konuşmasında sürdürülebilir kalkınmanın gelecek için önemine değinmiş, konunun sadece Ekonomik, Toplumsal ve Çevresel boyutu ile ele alınmasının eksik kalacağı, bir 4. Boyut olarak Demokrasinin de bu üçlüye dahil olması gerektiğine vurguda bulunmuştur.

            

Panele Dünya ekonomik Forumu, Yeşil Büyüme Enstitüsünden Dr. Simon ZADEK, Hazine Müsteşarlığından Müşteşar Yardımcısı Cavit DAĞDAŞ, Bakanlığımız Müsteşar Yardımcısı Sedat KADIOĞLU, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Başkanı Taha ÖZHAN, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Dr. Gülden TÜRKTAN ve UNDP Bölge Direktörü Jens WANDEL katılmış olup Moderatörlük görevini Kalkınma Bakanlığı Müşteşarı Kemal MADENOĞLU üstlenmiştir.

Panelde, Sürdürülebilir Kalkınmanın geçmişten günümüze bir analizinin yapılması ve gelecekte yapılması gerekenler tartışmaya açılmıştır.

Panelistlerin görüşleri aşağıya çıkarılmıştır;

Dr.Simon ZADEK:

Dünyada 1,5 milyar insanın suya erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığı, doğal kaynakların yarı yarıya azaldığı ve yoksulluğun arttığı, örnek olarak ABD’de orta sınıfın çöktüğü, 1970’lerde nüfusun %1’i gelirden %7 pay alırken 2011 yılında bu payın %23’lere çıktığı, finansal açıdan dünyada her yıl yeşil alt yapıya 1-1,5 trilyon $ yatırım yapılması gerektiği ancak piyasaların, sermaye çevrelerinin bu konuda umursamaz davrandığı ifade edilmiştir.

Sedat KADIOĞLU:

1972 yılında ilk kez çevre zirvesinin yapıldığı, küresel çevre fonu oluşturulduğu, Birleşmiş Milletler Çevre Programı oluşturulduğu, 1992 yılında Rio’da, 10 yıl sonra 2002 yılında Johannesburg’ta çevre zirvesinin toplandığı, aslında sanıldığı gibi çevresel yatırımların kalkınma önünde bir engel değil geri dönüşüm sağladığı, ulusal çevre eylem planının 5. Kalkınma planı ile ülkemizde de önem kazandığı, tehditlerin fırsatlara dönüşebileceği ve bunun sosyal boyutu olduğu, fosil yakıtların kullanımına yönelik sübvansiyonların kaldırılması gerektiği, sürdürülebilir kalkınmanın çevreye saygılı olarak devamının gelecek nesillere karşı bir borcumuz olduğu, dünyanın büyüdüğü ve doğal kaynakların hızla tükendiği, karbon salınımının yıllık olarak 20-40 gigatonlara ulaştığı, türkiyede 10 milyon konut bulunduğu, bina enerji performansının artırılması halinde %50’ye yakın tasarruf sağlanabileceği, bütün yatırımların çevreyle entegre olması gerektiği, hava kalitesinin artırılması ve atık yönetimiyle ilgili güzel çalışmalar olduğu, bu konuda 3000 belediyeyi kapsayan bir eylem planının uygulamaya konulduğu, 17 civarında konuyla ilgili düzenlemeye yönelik yönetmelik çıkarıldığı ifade edilmiştir.

 

  

 

Cavit DAĞDAŞ:

Ülkemizde sürdürülebilir kalkınmanın devamı için küresel ölçüdeki rekabete karşı koymamız gerektiği, küresel bir sürdürülebilir kalkınmanın ancak küresel bir fikirbirliği ile mümkün olabileceği, gelişmiş ülkelerin tekelindeki yeşil büyüme teknolojisinin diğer ülkelere de aktarılması gerektiği, böylece diğer ülkelerin de bu büyümeye katkıda bulunabileceği, enerji verimliliğinin önemli olduğu, küresel dengesizliğin giderilmesi gerektiği, eğitim seviyesinin yükseltilmesinin gerektiği, son 10 yılda ülkemizde arge, eğitim ve sağlıkta ciddi manada gelişmeler olduğu ifade edilmiştir.

Taha ÖZHAN:
Dünyada bir düzensizlik hüküm sürdüğü, aslında bu düzensizliğin bazı gelişmiş ülkeler tarafından bir düzen olarak muhafaza edildiği, 1990’lı yılların Gelişmiş Ülkeler için en renkli yıllar olduğu, ancak son yıllarda Kuzey ülkelerin hegemonyasının sarsıldığı, yükselen yeni güçler karşısında geciktirmeye yönelik tedbirler aldıkları, Kuzeyin yol açtığı küresel krizin faturasının Güney ülkelerinin de canını yaktığı, 30 yıllık Camp David düzeninin Arap Baharı ile son bulduğu, Kuzeyin bunu kabullenmemesi halinde G20’nin G0 olacağı  ifade edilmiştir.
Jens WANDEL:
Sınırlı kamu finansmanına özel sektör desteğinin çekilmesi gerektiği, yeşil alt yapının önemli olduğu, sosyal ve çevresel kriterlere bakılması gerektiği, tüzel kişiliklerde sık değişiklikler olduğu, sürdürülebilir kalkınma için en iyi uygulamalardan faydalanılabileceği, lokal olarak kalkınma planlarının yapılması gerektiği siyasi kararların ekonomik kararları etkilediği ifade edilmiştir.
Dr.Gülden TÜRKTAN:

Kadınlara fırsat eşitliği sağlanması ve kadınların iş hayatına katılımının artırılması gerektiği, OECD’nin bu konudaki hedefinin %30 olduğu ancak bunun %60 olması gerektiği, Kalkınmada kadın yoksa Türkiyenin G-20 içinde olamayacağı, çocuk bakım evleri açılacağı, böylece kadınların aktif iş hayatına katılımının sağlanacağı ifade edilmiştir.

 

Panelin sonunda panelistlere birkaç soru sorulmuş ve bu soruların cevaplandırılmasını müteakip panel sona ermiştir.

Facebook’ta Paylaş Twitter’da Paylaş Google Plus’da Paylaş Yazdır